Center for Retail Research (CRR) araştırma merkezinin 2010 yılı ile ilgili olarak beklentilerini içeren raporu* yayınlandı. Rapordan aldığım aşağıdaki tabloya göre 2009 yılında İngiltere, Almanya ve İskandinav ülkelerindeki e-ticaret hacminin toplam perakende sektörüne oranı %5’in üzerine çıkmış. Burada İngiltere’de %10’a yaklaşan inanılmaz oranın da altını çizmemiz gerekli. 2010 yılı beklentileri ise tüm Avrupa’da toplam perakende sektör hacminin yatay bir seyir izleyeceği, buna karşılık Online alışverişin ise %20 dolayında büyüyeceği yönünde.
İtalya ve İspanya’nın diğer Avrupa ülkelerine kıyasla gerek insan ilişkileri gerekse alışveriş alışkanlıkları yönünden Türkiye’ye daha çok benzediği bir gerçek. Ülkemiz için 2010 yılı itibariyle TÜİK ve özel araştırma şirketleri verileri sonucunda ortaya çıkan %40 Internet kullanım ve %10 e-ticaret penetrasyon oranlarının, bu ülkelerdeki 2005 yılı verileri ile benzeştiği değerlendirildiğinde, e-ticaret gelişim süreci açısından benzer evrelerden geçeceğimizi öngörebiliriz. Aşağıdaki verilere göre İtalya ve İspanya’daki e-ticaret müşterileri diğer Avrupa ülkelerindeki müşterilerle neredeyse aynı yıllık ortalama alışveriş tutarına sahip olsa da bu ülkelerdeki e-ticaretin toplam perakende sektörü içindeki payı %1 seviyelerinde seyrediyor. Buradan basit bir çıkarım yaparsak; nüfusun büyük bölümünün henüz e-ticaret ile tanışmamış olmasının, İtalya ve İspanya e-ticaret hacimlerinin toplam perakende pazarlarına göre düşük kalmasına neden olduğunu ifade edebiliriz. Zaman içerisinde Internet sitelerinden alışveriş yapma oranının artacağını göz önüne alırsak bu ülkelerde ciddi bir büyüme potansiyeli olduğunu fark edebiliriz. Türkiye’de de birkaç yıl içerisinde benzer bir faz ile karşılaşacağımızı öngörürsek; sektörün büyümesi açısından gündeme almamız gereken en önemli konu, ülkemizdeki e-ticaret müşteri adedini artırmak olacaktır.
*CRR raporuna buradan ulaşabilirsiniz.
26 Mart 2010 Cuma
21 Mart 2010 Pazar
Online Bahis / Şans Oyunları Pazarı Hızla Büyüyor
Real Madrid’in futbol maçlarını takip edenler mutlaka forma sponsoru Bwin markasını fark etmiştir. Bwin, İnternet üzerinde faaliyet gösteren bir bahis firması. 888, Betsson ve William Hill gibi onlarca büyük site, yüzlerce ülkede bulunan müşterileri sayesinde günden güne cirolarını artırıyor. Bahis kategorisi, tüm dünyada e-ticaretin yükselen değeri. İngiltere gibi e-ticaretin çok gelişmiş olduğu ülkeler dışında İtalya, İspanya gibi ülkelerde bile toplam e-ticaret hacminin %7’sine ulaşan Online bahis sektörü, aslında tam olarak kontrol edilemeyen devasa bir potansiyele sahip. Kısa bir başka değerlendirmeye buradan ulaşabilirsiniz.
Devletlerin vergi düzenlemeleri ve şans oyunu yasakları nedeniyle yakından takip ettiği bu sektörün ülkemizde en popüler dönemi 2007 yılı oldu. Yüzlerce Online bahis sitesine erişimin mahkeme kararı ile kapatılıp bu siteler üzerinde oyun oynayanlara dair hukuksal yaptırımlar uygulanacağı haberlerinin medyada yer bulduğu bu dönemden sonra yasal sitelerin üye ve ciro artış hızları daha da arttı. Türkiye’deki resmi bahis şirketi olan İddaa’nın interaktif bayilerinin sayısı 2009 yılında verilen 3 yeni bayilik ile 5 adete ulaştı.
Bilyoner: Açıldığı 2005 yılından önce liberonette ismi ile faaliyet gösteren Çukurova Grubu’na ait Türkiye’deki ilk resmi Online bahis sitesi.
Nesine: 2006 yılında faaliyete başlayan Doğan Grubu’na ait resmi Online bahis sitesi.
Misli: 2009 yılında açılan Maraton Medya’ya (Şansal Büyüka) ait resmi Online bahis sitesi.
Oley: 2009 yılında yayına giren Doğuş Grubu’na ait resmi Online bahis sitesi.
Tuttur: 2010 yılında yayına giren Saran Holding’e ait resmi Online bahis sitesi.
Aşağıdaki Google Websitesi Trendleri ve Alexa Websitesi İstatistikleri grafiklerinde sitelerin son ziyaretçi hacmi karşılaştırmalarını görebilirsiniz.
Online Bahis / Şans Oyunu Sektörü İstatistikleri
İnternet üzerindeki ilk bahis sitesi 1995 yılında ABD’de kuruldu. H2 Gambling Capital verilerine göre 2006 yılında 17.6 milyar dolar olan Online bahis / şans oyunu sektörünün büyüklüğü 2008 yılında 22.6 milyar dolar düzeyine yükseldi. Bunun yaklaşık 6 milyar dolarını ABD kaynaklı gelirler oluşturuyor. 2004 yılında Online bahis / şans oyunları pazarı toplam sektörün %2’sini oluştururken 2012 yılı için beklenen, bu oranın iki katına çıkması. En ciddi büyümenin mobil bahis / şans oyunları kategorisinden geleceğini değerlendiren uzmanlar, bu konuda 2013 yılında 3.4 milyar dolarlık bir mobil pazar olacağını öngörüyor.
Devletlerin vergi düzenlemeleri ve şans oyunu yasakları nedeniyle yakından takip ettiği bu sektörün ülkemizde en popüler dönemi 2007 yılı oldu. Yüzlerce Online bahis sitesine erişimin mahkeme kararı ile kapatılıp bu siteler üzerinde oyun oynayanlara dair hukuksal yaptırımlar uygulanacağı haberlerinin medyada yer bulduğu bu dönemden sonra yasal sitelerin üye ve ciro artış hızları daha da arttı. Türkiye’deki resmi bahis şirketi olan İddaa’nın interaktif bayilerinin sayısı 2009 yılında verilen 3 yeni bayilik ile 5 adete ulaştı.
Bilyoner: Açıldığı 2005 yılından önce liberonette ismi ile faaliyet gösteren Çukurova Grubu’na ait Türkiye’deki ilk resmi Online bahis sitesi.
Nesine: 2006 yılında faaliyete başlayan Doğan Grubu’na ait resmi Online bahis sitesi.
Misli: 2009 yılında açılan Maraton Medya’ya (Şansal Büyüka) ait resmi Online bahis sitesi.
Oley: 2009 yılında yayına giren Doğuş Grubu’na ait resmi Online bahis sitesi.
Tuttur: 2010 yılında yayına giren Saran Holding’e ait resmi Online bahis sitesi.
Aşağıdaki Google Websitesi Trendleri ve Alexa Websitesi İstatistikleri grafiklerinde sitelerin son ziyaretçi hacmi karşılaştırmalarını görebilirsiniz.
Online Bahis / Şans Oyunu Sektörü İstatistikleri
İnternet üzerindeki ilk bahis sitesi 1995 yılında ABD’de kuruldu. H2 Gambling Capital verilerine göre 2006 yılında 17.6 milyar dolar olan Online bahis / şans oyunu sektörünün büyüklüğü 2008 yılında 22.6 milyar dolar düzeyine yükseldi. Bunun yaklaşık 6 milyar dolarını ABD kaynaklı gelirler oluşturuyor. 2004 yılında Online bahis / şans oyunları pazarı toplam sektörün %2’sini oluştururken 2012 yılı için beklenen, bu oranın iki katına çıkması. En ciddi büyümenin mobil bahis / şans oyunları kategorisinden geleceğini değerlendiren uzmanlar, bu konuda 2013 yılında 3.4 milyar dolarlık bir mobil pazar olacağını öngörüyor.
14 Mart 2010 Pazar
Ücretsiz Sosyal Medya Takip Araçları
İnternet’te gerçek zamanlı olarak içerik takibi yapmak gün geçtikçe daha çok önem kazanıyor. Facebook, Twitter, Friendfeed ve Buzz gibi sosyal ağlarda ürün ve hizmetler hakkında yapılan paylaşımların ne gibi etkileri olabileceğine dair önceki yazıma buradan ulaşabilirsiniz. Aşağıda kolayca kullanabileceğiniz araçları kısaca açıklayarak listelemeye çalıştım. Burada bulunmayan Online araçlar hakkındaki bilgilerinizi paylaşabilirseniz, daha sağlıklı bir listeye sahip oluruz.
Trendistic: Twitter’a yapılan girişlerde geçen kelimelerin trendlerini karşılaştırmalı olarak analiz etmeye yarayan Online araç. Özellikle ciddi artış olan günleri görüp o tarihteki tweet’leri filter edebilmemize olanak sağlaması, popüler konuları kolayca analiz etmemize neden oluyor.
Twitalyzer: Sosyal medyada içerik üreten kullanıcıların performanslarını raporlayan Online araç. Özellikle bu konudaki isimlerin düşünüldükleri kadar güçlü olup olmadığının sorgulanabilmesi açısından firmaların çok işine yarayabilir.
Twitt(url)y: Twitter’da paylaşılan URL’lerin bilgisini toplayarak en popüler linkleri gösteren gerçek zamanlı bir Online araç.
TweetStats: Twitter kullanıcılarının içerik üretilen zamanlar ile ilgili istatistiklerine ulaşabileceğiniz Online araç.
How Sociable: Anahtar kelimeleri (daha çok markaları) birçok sosyal medya platformunu gerçek zamanlı olarak tarayarak, kendi oluşturduğu ‘görünürlük puanı’ endeksine dönüştüren Online araç. Şimdilik sadece farklı markalar için karşılaştırma amacıyla kullanılabileceğini düşünüyorum.
Google Alerts: Anahtar kelimeler ile ilgili olarak Google arama motorunda yeni endekslenen sayfaların bilgisini otomatik e-posta olarak gönderen alarm sistemi. Bu otomatik alarm; Haber, Web, Bloglar, Videolar ve Gruplar olarak alt bölümlemelere göre de kurulabiliyor.
Google Bloglar: Tercih edilen bir zaman aralığı içinde anahtar kelimelerin geçtiği sayfaların aramasının yapılabildiği Online araç. Google arama motorundan en önemli farkı ise sürekli yeni içerik üretilen siteler olan blog’lar özelinde bir araştırma yapabilme olanağı vermesi.
Facebook Lexicon: Bu araca şubat ayından beri erişilemiyor olsa da Facebook üyelerinin profil, grup veya etkinlik duvarlarına ekledikleri içerikleri tarayan bir analiz aracı idi. Facebook üye adedi tüm dünyada gittikçe daha fazla arttığı için bu kitleyi analiz edebilmekte daha etkili bir araca ihtiyaç olduğu kaçınılmaz bir gerçek.
Facebook Kitle Analizi: Anahtar kelimelerin seçilen demografik ve coğrafi kriterlere göre kaç adet Facebook üyesinin profilindeki bilgilerde yer aldığını görmek mümkün. Üyelerin profillerinde yer alan Hobiler, TV Programları gibi bilgilerin otomatik olarak taranması ile oluşan bu verilere, ancak reklam oluşturma adımlarına başlanarak ulaşılabiliyor.
Trendistic: Twitter’a yapılan girişlerde geçen kelimelerin trendlerini karşılaştırmalı olarak analiz etmeye yarayan Online araç. Özellikle ciddi artış olan günleri görüp o tarihteki tweet’leri filter edebilmemize olanak sağlaması, popüler konuları kolayca analiz etmemize neden oluyor.
Twitalyzer: Sosyal medyada içerik üreten kullanıcıların performanslarını raporlayan Online araç. Özellikle bu konudaki isimlerin düşünüldükleri kadar güçlü olup olmadığının sorgulanabilmesi açısından firmaların çok işine yarayabilir.
Twitt(url)y: Twitter’da paylaşılan URL’lerin bilgisini toplayarak en popüler linkleri gösteren gerçek zamanlı bir Online araç.
TweetStats: Twitter kullanıcılarının içerik üretilen zamanlar ile ilgili istatistiklerine ulaşabileceğiniz Online araç.
How Sociable: Anahtar kelimeleri (daha çok markaları) birçok sosyal medya platformunu gerçek zamanlı olarak tarayarak, kendi oluşturduğu ‘görünürlük puanı’ endeksine dönüştüren Online araç. Şimdilik sadece farklı markalar için karşılaştırma amacıyla kullanılabileceğini düşünüyorum.
Google Alerts: Anahtar kelimeler ile ilgili olarak Google arama motorunda yeni endekslenen sayfaların bilgisini otomatik e-posta olarak gönderen alarm sistemi. Bu otomatik alarm; Haber, Web, Bloglar, Videolar ve Gruplar olarak alt bölümlemelere göre de kurulabiliyor.
Google Bloglar: Tercih edilen bir zaman aralığı içinde anahtar kelimelerin geçtiği sayfaların aramasının yapılabildiği Online araç. Google arama motorundan en önemli farkı ise sürekli yeni içerik üretilen siteler olan blog’lar özelinde bir araştırma yapabilme olanağı vermesi.
Facebook Lexicon: Bu araca şubat ayından beri erişilemiyor olsa da Facebook üyelerinin profil, grup veya etkinlik duvarlarına ekledikleri içerikleri tarayan bir analiz aracı idi. Facebook üye adedi tüm dünyada gittikçe daha fazla arttığı için bu kitleyi analiz edebilmekte daha etkili bir araca ihtiyaç olduğu kaçınılmaz bir gerçek.
Facebook Kitle Analizi: Anahtar kelimelerin seçilen demografik ve coğrafi kriterlere göre kaç adet Facebook üyesinin profilindeki bilgilerde yer aldığını görmek mümkün. Üyelerin profillerinde yer alan Hobiler, TV Programları gibi bilgilerin otomatik olarak taranması ile oluşan bu verilere, ancak reklam oluşturma adımlarına başlanarak ulaşılabiliyor.
5 Mart 2010 Cuma
Sosyal Salgınların Analizi ve Önyargılarımızın Algılarımız Üzerindeki Etkisi
Bu yazıda Outliers kitabıyla bir anda popülerliği artan Amerikalı gazeteci ve sosyolojist Malcolm Gladwell’in daha önce yayınlanan iki kitabından bahsetmek istiyorum. Kendisini geçtiğimiz yıl Turkcell Akademi Etkinliği ’nde canlı olarak izlememiş olanlar, TED toplantılarındaki şu sunum videosunu izleyebilirler.
Gladwell, belli bir noktayı geçtikten sonra durdurulamayan trend olarak tanımlayabileceğimiz Taşma Noktası (Tipping Point) isimli kitabında, sosyal salgınların nasıl başladığını örnekler üzerinden anlatıyor. Gladwell, kısa süre içerisinde büyük kitlelerin dikkatini çeken sosyal salgınları incelediğinde 3 ana kuralın varlığını fark ediyor:
A) Azlar Kanunu (Law of Few): Ürünü fark eden ve salgını başlatanlar, aslında çok küçük bir grup. Bu grupların ortak özelliği ise 3 tip kişinin de grup içinde yer alması.
Bağlantı Sağlayıcılar (Connectors): Yüzlerce kişiden oluşan sosyal bağları olan kişiler. Kitapta öne sürülen konulardan en önemlisi, bir kişinin sürekli olarak doğrudan bağlantıda kalabileceği kişi sayısının en fazla 150 olabileceği değerlendirmesi.
Yetkinler (Mavens): Fark ettikleri yenilikleri aktaran kişiler.
Satıcılar (Salesman): Kişisel inandırıcılıkları yüksek olan kişiler.
B) Yapışkanlık Faktörü (Stickeness Factor): Fikir içeriği hatırda kalıcılığı yüksek olmalı.
C) Şartların Gücü (Power of Context): Basit gibi görünen çevresel faktörlerin de salgına çanak tutması gerekir.
Gladwell, Blink (Bakış) Kitabı’nı ise bilinçsiz olarak yaptığımız ve kestirmek (thin-slicing) olarak da ifade edebileceğimiz, ‘geçmiş tecrübeler ışığında kısa süre içerisinde parçadan yola çıkıp bir bütüne dair sağlıklı fikir yürütme’ üzerine kurgulamış. Akla gelen (ilk) en yalın düşüncenin doğru olduğu tezinden hareketle kişilerin zaman içerisinde sahip oldukları deneyimleri ile bu beceriyi geliştirdiğini belirtmiş. Konuyu evli çiftlerin analiz edilmesi örneği üzerinden açıklarken aslında evlilik ile ilgili ücretsiz bir danışmanlık hizmeti vermiş Algısal önyargılarımızın gücünü test etmeye yarayan İçsel Çağrışım Testi (IAT) örneğinin de altını çizmek gerekiyor. Benzer bir testi daha önce denememiş olanların karşılaşacağı sonuca şaşıracağından eminim.
Gladwell, belli bir noktayı geçtikten sonra durdurulamayan trend olarak tanımlayabileceğimiz Taşma Noktası (Tipping Point) isimli kitabında, sosyal salgınların nasıl başladığını örnekler üzerinden anlatıyor. Gladwell, kısa süre içerisinde büyük kitlelerin dikkatini çeken sosyal salgınları incelediğinde 3 ana kuralın varlığını fark ediyor:
A) Azlar Kanunu (Law of Few): Ürünü fark eden ve salgını başlatanlar, aslında çok küçük bir grup. Bu grupların ortak özelliği ise 3 tip kişinin de grup içinde yer alması.
Bağlantı Sağlayıcılar (Connectors): Yüzlerce kişiden oluşan sosyal bağları olan kişiler. Kitapta öne sürülen konulardan en önemlisi, bir kişinin sürekli olarak doğrudan bağlantıda kalabileceği kişi sayısının en fazla 150 olabileceği değerlendirmesi.
Yetkinler (Mavens): Fark ettikleri yenilikleri aktaran kişiler.
Satıcılar (Salesman): Kişisel inandırıcılıkları yüksek olan kişiler.
B) Yapışkanlık Faktörü (Stickeness Factor): Fikir içeriği hatırda kalıcılığı yüksek olmalı.
C) Şartların Gücü (Power of Context): Basit gibi görünen çevresel faktörlerin de salgına çanak tutması gerekir.
Gladwell, Blink (Bakış) Kitabı’nı ise bilinçsiz olarak yaptığımız ve kestirmek (thin-slicing) olarak da ifade edebileceğimiz, ‘geçmiş tecrübeler ışığında kısa süre içerisinde parçadan yola çıkıp bir bütüne dair sağlıklı fikir yürütme’ üzerine kurgulamış. Akla gelen (ilk) en yalın düşüncenin doğru olduğu tezinden hareketle kişilerin zaman içerisinde sahip oldukları deneyimleri ile bu beceriyi geliştirdiğini belirtmiş. Konuyu evli çiftlerin analiz edilmesi örneği üzerinden açıklarken aslında evlilik ile ilgili ücretsiz bir danışmanlık hizmeti vermiş Algısal önyargılarımızın gücünü test etmeye yarayan İçsel Çağrışım Testi (IAT) örneğinin de altını çizmek gerekiyor. Benzer bir testi daha önce denememiş olanların karşılaşacağı sonuca şaşıracağından eminim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)