27 Temmuz 2013 Cumartesi

Perakende ve E-Ticaret'in Mutlu Sonu, Tek Deneyim (Omni-Channel)


Batıda elektronik ticaret (e-ticaret) terimi yavaş yavaş tedavülden kalkıyor. E-ticaret; ana bir satış kanalı olarak firmalar tarafından yukarıdaki görsel akışta ve aşağıda listelediğim ana trendler eşliğinde, tüketicilerin alışveriş sürecine tamamen entegre ediliyor:

  • Gelişmiş ülkelerdeki perakendecilerin Tek Deneyim (Omni-Channel) yapılarına geçmeye başlamalarıyla bütünlükçü bir satış süreci yaratılması mümkün hale geldi. (Anlık entegre çalışan stok ve gönderi sistemleri)
  • Bir fiziksel mağaza ancak lokasyonu kadar potansiyele sahipken, web mağazası ise sadece bütün ülkeye değil dünyadaki tüm internet kullanıcılarına erişebilecek potansiyele sahip. (İhracatın perakendeye inmesi)
  • ABD’de internet şirketlerinin vergisel avantajlarının ortadan kaldırılmaya başlanması ile internet ve mağazalar arasında fiyatlar eşitlenmese de yakınlaşmaya başladı. (Lokasyona göre değişen fiyatlar)
  • Alım gücü yüksek tüketiciler artık araştırma ve alışveriş yaptıkları yerleri internet veya mağaza diye ayırmıyor. Bütünlükçü alışveriş tecrübesinin odağında yer alan internete bağlı akıllı telefon penetrasyonu da birçok ülkede çoğunluğa ulaştı. (Satış temsilcisiz mağazalar)
  • 3 boyutlu baskı makinalarının satış fiyatları hızla düşmeye başladı. Son tüketicilerin hammaddeleri temin edip birçok fiziksel ürünü doğrudan üretmesi, uzak gelecek değil. (Ev yapımı telefonlar)

Şüphesiz bu değişen pazar dinamikleri dünyadaki yüzbinlerce perakendeciyi çok kısa vadede etkilemeyecek. Fakat bu geçiş döneminde klasik perakendecilerin yeni süreçleri planlarken göz önüne almaları gereken önemli bir ayrıntı var: Mağaza perakendeciliğinde ziyaretçileri (potansiyel müşterileri) mağazaya getirme (trafik) maliyetinin büyük bölümü, operasyonel gider olarak değerlendirilip 'lokasyon kirası' için kullanılıyor. Oysa internet perakendeciliğinde ziyaretçileri web mağazasına getirme (trafik) maliyetinin en önemli ayağını 'site trafiği kaynakları' oluşturuyor. Bir başka ifade ile web mağazaları için Online ziyaretçileri mağazaya getirme maliyeti sadece pazarlama giderleri içerisinde değil, fiziksel mağazaların ziyaretçileri için göz önüne alınan sabit giderlerin ciro içerisindeki payı düzeyinde düşünülmeli.


15 Haziran 2013 Cumartesi

2013 Yılı E-Ticaret Etkinliklerinden Güncel Veriler

Son birkaç aylık dönemde katıldığım perakende ve e-ticaret etkinliklerinde konuşulanları, orada bulunamayanlara aktarmak istedim:

World Department Store Forum:

Boyner'in ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenen etkinliğin konuşmacı listesinde Macy's CEO'su Terry Lundgren, Saks Incorporated CEO'su Steve Sadove, Karstadt CEO'su Andrew Jennings ve Boyner CEO'su Cem Boyner gibi üst düzey perakende sektörü yöneticileri bulunuyordu.

Macy's 2012 yılı cirosunun (28 milyar dolar) içerisinde İnternet satışlarının payı %9'a (2.5 milyar dolar) ulaşmış. İnternet'i tüm mağazalarındaki depo, gönderim ve satış süreçleri ile eklemlendirmeyi ana amaç olarak koydukları Omni-channel stratejisi sayesinde, toplam 800 adet olan mağazalarının yarıya yakınından İnternet siparişlerini gönderebiliyorlarmış.

Boyner için Morhipo.com'un (elektronik ticarete girmenin) en önemli katkısı; perakende sektörünün en baştan beri eksikliğini duyduğu şey olan 'mağazada alışveriş yapmadan ayrılan ziyaretçileri analiz edebilme' avantajı olmuş. Boyner, YKM gibi çok katlı fiziksel mağazalarda ortalama sepet büyüklüğü 60 dolar dolayındayken; Morhipo.com'da bu değer 50 dolar seviyesindeymiş.


Think eCommerce Export:

Google'ın organize ettiği etkinliğin ana teması yurt dışındaki son tüketiciye nasıl ürün gönderilebileceğiydi (e-ticaret ihracatı). E-ticaret firmalarının ihracat yolunu açan yeni bir gümrük düzenlemesinden önceki bir yazıda bahsetmiştim.

FedEx Global Trade Manager sitesinden ülkeler arası gönderimlerde oluşabilecek maliyetler ve gümrük süreçleri hakkında bilgi alınabiliyormuş.

Ticaret yapılması hedeflenen ülkelerdeki pazar potansiyellerini, dil bilmeye bile gerek kalmadan analiz edebilmek için Google'ın Global Pazar Fırsatları Aracı kullanılabilir. Ayrıca siteye konacak bir Google Translate eklentisi ile site içeriğinin tek tuş ile 60'ın üzerinde dile çevrilme imkanı elde edilebiliyor.


Kadın Girişimci Buluşmaları:

Kadın girişimcileri yüreklendirip bilgi vermek için Garanti Bankası ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (Kagider) birlikte 2008 yılından beri Anadolu'da toplantılar düzenliyor. Girişimciler için hazırlanan ve firma kurmaktan, süreç yönetimine kadar her tür gerekli bilgiyi içeren bir el kitabını buradan indirebilirsiniz.


E-Ticaret Konferansı ve Fuarı:

Bu yıl ikincisi yapılan etkinliğin ana ziyaretçilerini, klasik perakende firmalarının e-ticaret direktörleri oluşturuyordu.

İngiltere E-Perakende Derneği (imrg) adına konuşan Andrew McClelland, IMRG Capgemini verilerine göre İngiltere'de mobil ticaretin toplam e-ticarete oranının %12'ye yaklaştığını ve sitelerin mobil cihazlardan ziyaret oranlarının ise %24'e ulaştığını ifade etti.

Teknosa E-Ticaret Müdürü Burcu Yaşar ise Multi-Channel ve Omni-Channel stratejilerinin Türkiye perakende sektöründeki uygulamalarından bahsetti. Teknosa müşterilerinin %60'ının mağazaya gitmeden web sitelerini ziyaret ettiğini ve çoklu kanalda (hem mağazadan hem web sitesinden) alışveriş yapan kişilerin yıllık harcamasının, tek kanaldan alışveriş yapanlardan 3 kat daha fazla olduğunu belirtti.

15 Mayıs 2013 Çarşamba

AVM'lerin Dijitalle İmtihanı

Alışveriş merkezleri Türkiye'de birçok kentte halkın tek zaman geçirme alanı haline geldi. AVM'ler; geleneksel, küçük sokak esnafı modelinin organize perakende modeline dönüşümünün ana sembolleri. Son dönemde kapanan AVM'ler ile model değiştiren AVM'ler hakkında haberler çıkmaya başladı.

Bilgilerimizi tazeleyelim; Türkiye'de alışveriş merkezi furyası, 1987 yılında açılan Galleria ile başladı. Özellikle son 10 yılda alışveriş merkezlerinin sayıları hızla artmaya devam ediyor. 2013 yılı ilk çeyreği itibariyle 307 adete ulaşan AVM'ler, son yayınlanan araştırmalara göre 2015 yılında 400'ün üzerine çıkacak. Bu hızlı büyümeye rağmen sektördeki kiralama ve diğer maliyetlerin düşmesi beklenmiyor. Her yeni açılan alışveriş merkezi, perakende firmaları için dolaylı olarak rakiplerinin (ciro, marka algısı açısından) önünü kesmeleri amacıyla; yeni mağazalar açmaları sonucunu doğuruyor. Bu nedenle AVM adetlerindeki artışlar bir taraftan mağaza sahibi perakendecileri iflas erteleme istemeye varan düzeyde etkilerken diğer taraftan kiralanabilir alanları sürekli artan AVM yönetimlerini de bir şekilde etkiliyor.

Yurt dışında, her ne kadar Türkiye'de olduğu gibi şehir içerisinde ve geç saatlere kadar açık alışveriş merkezlerine sık rastlanmasa da çok sayıda alışveriş merkezi bulunuyor. Son yıllarda kontrolsüz büyüyen organize perakendenin ortaya çıkardığı verimsizlikten kaynaklanan olumsuz sonuçlar küresel bir olgu. Havaalanları gibi sürekli insan trafiği alanlar dışındaki alışveriş merkezleri belli bir süredir kan kaybediyor. Hatta alışveriş merkezi yönetimleri, tercih edilmelerini sağlayacak sağlık / eğlence modüllerini alanlarına eklemekle ilgili stratejileri hayata geçirmeye başladılar. Düşüşün görüldüğü dönem detaylı olarak değerlendirildiğinde AVM'lerdeki duraklamanın, tam da İnternet kullanımının ve İnternet üzerinden yapılan alışverişin yükseldiği dönemle paralellik gösterdiği görülebilir.

Görsel: cnn.com

Bu dönemde en kısa tabiriyle; dijitalize olan tüketicilerin, alışveriş yapma ve alışveriş öncesi bilgi alma alışkanlıkları değişti:

* E-ticaretin %10 bandına ulaştığı İngiltere gibi gelişmiş ekonomilerde fiziksel AVM mağaza alanlarının boşluk oranı %10 seviyelerinde. Hatta ABD'de kapanan alışveriş merkezleri hakkında bilgiler yer alan siteler bile yapılmış durumda. Uzun yıllar önce İnternet'in fiziksel alışveriş merkezleri için ne kadar önemli hale gelebileceğine dair araştırmalar yapılmaya başlanmıştı. Hatta birkaç yıl önce bu trendin daha da hızlandığına dair saptamaları içeren yazılar okumaya başlamıştık. Artık AVM'ler için e-ticareti daha yakından takip etmenin önemi tartışılmaz sekilde kabul görüyor. Şüphesiz sanal AVM'lerin cirolarındaki büyüme oranları da önemli bir gösterge.

* FMCG başta olmak üzere perakende sektöründe tüketicilerin alışveriş öncesi araştırma yapma oranları %81 dolayında. Bu sürecin büyük bölümü (ve haliyle karar vermeye etkisi) gitgide daha fazla İnternet üzerinde gerçekleşiyor. Fiziksel alışveriş merkezleri İnternet'te alışveriş araştırması yapan kişileri fiziksel alanlara çekecek Google Shopping listelerine girmek veya sosyal özellikleri olan oyunlaştırma kampanyaları geliştirmek gibi İnternet'e özgü dinamikleri içeren projeleri hayata geçirmeye başladılar.

Bir fiziksel alışveriş merkezi için potansiyel ziyaretçilerine ulaşmak için kullanabileceği bir kaç basit dijital strateji ile yazıyı bitirelim:

- Merkezde mağazası bulunan markalar ve parakendecilerle ilgili olarak İnternet'te araştırma yapan (arama motorları, fiyat karşılaştırma siteleri, sosyal paylaşım siteleri, ...) tüketicilere, kodlarla aktive edilecek özel avantajların bilgisi iletilebilir. Bunlar; ürünlerde fiyat indirimleri, AVM'lerdeki sosyal alanların kullanımı için avantajlar (ücretsiz otopark, sinema bileti, ünlülerle tanışma fırsatı, ...) olabileceği gibi mobil cihazların tecrübesiyle zenginleştirilip lokasyon bazlı hale de getirilebilir.

- Lokasyon dışındaki potansiyel ziyaretçilere, havalanı mağazalarında uygulanmaya başlanan rezervasyon modeli veya direk Online alışveriş yapmayı sağlayacak elektronik alışveriş hizmeti sunulabilir. Bunun son dönemde Türkiye dışından ziyaretçilerin arttığı AVM'ler için diğer ülkelere gönderim (ihracat) fırsatını kapsadığını düşünürsek sağlayacağı potansiyeli daha sağlıklı değerlendirebiliriz.

1 Mayıs 2013 Çarşamba

E-Ticaret Siteleri İçin Satışları Artırmanın Yeni Teknolojisi: İçerik Optimizasyonu

Dünya çapında bilinen e-ticaret sitelerinin en önemli özelliklerinden biri, her ziyaretçiye göre sayfa içeriklerinin ve tasarımlarının özelleşmesi. Bu yaklaşımın örnekleri olarak; akıllı telefonlara uyumlu hale gelen sayfalar (İnternet'in kullanıldığı cihazlara uygun tasarım) ve ziyaretçilere kişi gezinti tarihçesiyle uyumlu kampanya önerileri sunulması (sayfadaki her alanının performans hedefli olarak özelleşebilmesi) düşünülebilir. Bu stratejiler aslında Geri Dönüşüm Optimizasyonu olarak isimlendirilen bir ana başlık kapsamında yer alıyor. A/B Testleri olarak da duymuş olabileceğiniz Google Analytics Content Experiments gibi web analiz araçlarının içeriğinde yer alan performans karşılaştırma testleri, günümüzde e-ticaret firmalarına site içeriklerini analiz edip iyileştirme olanağı sağlıyor.

Teoriyi bir kenara bırakacak olursak, bir e-ticaret sitesindeki banner alanlarının nasıl kullanılacağını belirleyen ana unsur; tedarikçiler ile yapılan anlaşmalar. Siteler, genelde yapmış oldukları anlaşmaların çerçevesinde ana sayfaları başta olmak üzere yönlendirme yaptıkları alanların içeriğini (bir periyodu kapsayacak şekilde) belirliyor. Oysa bunun en optimal kullanım olduğunu değerlendirmek çok zor. Yukarıda bahsettiğim içerik performans analizleri ile verimsiz kullanımlar kolayca raporlanabilir. Ziyaretçilere daha çok satış yapılmasını sağlayabilecek kullanımlar (hangi ürün, kampanya veya tasarım daha çok ciro / karlılık getiriyorsa onlara yer verilmesi) aslında e-ticaret sitelerinin site içeriği yönetiminde en çok önem verdikleri nokta. İçerik Optimizasyonu (Content Optimization) olarak isimlendirilen bu çalışmalar, son dönemde daha fazla rağbet görüyor.


Detaylı analizlerin sonucunda manuel olarak değiştirilecek banner'ların performansı artıracağı, herkes tarafından kabul edilen bir kullanım. Bu manuel sürecin otomatize edilmesi, performans analiz ve banner değişme süreçlerinin verimliliğini çok daha fazla artırarak, en yüksek (optimal) performansın sağlanmasına yardımcı olacaktır. Bu teknolojileri çok özel ve büyük yatırımlar gerektiren yazılımlar olarak düşünmemeliyiz. Birçok yayıncı, reklam sunucularını dışarıya yönlenen reklamlarını yönetmek için kullanmakta. Oysa DoubleClick gibi gelişmiş reklam sunucuları; site sahipleri / yayıncılar için içeriklerini (sayfalarındaki her tür alanı) verimli hale getirecek teknolojileri, hizmetlerine eklemeye başladılar. Hatta artık e-ticaret siteleri de iç kampanyalarını otomatik olarak analiz edip banner içerik yönetimlerini bunlara bağlı olarak otomatize edecek sistemler geliştiriyor.

Yazıyı, bu süreçleri kurgulamaya yeni başlayan firmalar için küçük bir uyarı ile bitirmekte fayda var. İçerik yönetimine dair yapılan analizlerin en çok hata yapılanı; Google Analytics ve benzeri araçlarla ölçümlenen sitelerdeki iç görsellere, URL oluşturucular kullanılarak hatalı eklenen (UTM) parametreler. Bu kullanımlar, görsellere tıklayan ziyaretçilerin raporlarda siteden çıkıp tekrar girmiş gibi değerlendirilmesine (sitenin kendisinin yönlenilen bir site gibi algılanmasına) neden olmakta ve site raporlarını çok ciddi oranda hatalı hale getirmekte. Sayfa / içerik yönetim performans analizi için Sayfa İçi Analytics (In-Page Analytics) gibi sayfada çok tıklanan veya satış getiren linklerin ne olduğunu gösteren raporlar yanında, daha detaylı veriler almaya olanak sağlayan Etkinlik İzleme (Event Tracking) gibi raporları kullanmanız daha sağlıklı olacaktır.

Görsel kaynağı: mesquitebestseo.com

7 Nisan 2013 Pazar

Türkiye'deki E-Ticaret Firmalarının İhracat Yapabilmeleri Artık Mümkün

E-ticaretin en önemli avantajlarından biri, firmaların tek bir lokasyona bağlı kalmadan yeni müşterilere ulaşabilmesi. Avrupa'daki e-ticaret firmalarının başarı hikayelerinde ortak nokta, kuruldukları ülkeler dışında faaliyette bulunmaları. Aslında Türkiye, marka çeşitliliği ve fiyatlar açısından bölge ülkeleriyle karşılaştırıldığında ciddi oranda avantajlara sahip. Fakat Türkiye'deki e-ticaret perakendecilerinin bugüne kadar yurtdışı satışları; büyük maliyetler oluşturan gümrük, vergi ve diğer mevzutlar nedeniyle çok yüksek düzeyde olamadı.

Geçtiğimiz yıllar boyunca İnternet'teki ticaretin yurt dışına açılması (ihracat) konusunda devlet kurumlarınca da araştırmalar yapıldı:
- 2009 yılında İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi (İGEME) tarafından hazırlanan Yurtdışına E-ticaret Raporu.
- Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan E-İhracatın Vergilemesi Raporu.

Son dönemde gümrük süreçlerinde yapılan önemli düzenlemeler ile Türk e-ticaret firmalarının ihracat için önü açıldı. Aslında belli bir süredir internet firmalarının kısıtlı hacimlerdeki yurt dışı gönderimleri, Ekonomi Bakanlığı'nın aşağıda göreceğiniz gümrük mevzuatı düzenlemesi ile ihracat prosedürlerinden muaf tutulmaya başlanmıştı:

"...posta yolu ve hızlı kargo taşımacılığı kapsamında gelen ya da gönderilen miktarı brüt 30 kilogramı ve değeri 1.500 Avro’yu geçmeyen ihracat rejimine konu eşya ve aynı miktar ve değeri geçmeyen serbest dolaşıma giriş rejimine konu ticari miktar ve mahiyet arz etmeyen eşya ile numunelik eşya ve modellerin gümrük beyanı dahil tüm gümrük işlemlerinin posta idaresi ile hızlı kargo taşımacılığı yapan şirketler 2 tarafından dolaylı temsil yoluyla takip edilip sonuçlandırılabileceği düzenlenmiştir ve Gümrük Yönetmeliğinin 561/2 maddesi uyarınca, bu işlem için vekaletname ibrazı aranmayacaktır..."

Yukarıdaki düzenleme ile yetinmeyen ilgili kurumlar, ihtiyaçlar doğrultusunda limitleri artırdı. Hızlı Kargo Taşımacılığı düzenlemesi kapsamı, aşağıdaki gibi genişledi:

"...Karar’ın 126 ncı maddesi kapsamında miktarı brüt 150 kilogramı ve değeri 7.500 Avro’yu geçmeyen ihracat rejimine konu eşyanın beyanı bu Tebliğ hükümleri çerçevesinde operatör tarafından yapılır..."

16 Mart 2013 Cumartesi

Türkiye Perakendecilik Sektör Raporu ve Outlet Gerçeği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye'de bugüne kadar yayınlanmış en önemli perakende sektörü kaynaklarından biri olan Perakendecilik Meclisi Sektör Raporu'nu yayınladı. Rapordan önemli istatistikleri ve e-perakende sektörüne ait verilerin birkaç tanesini paylaşmak istedim:
  • 190 milyar dolara ulaşan toplam perakende cirosunun %60'ı geleneksel, %40'ı organize olarak sınıflandırılıyor.
  • 75 milyonu geçen nüfusun %70'e yakını 15-64 yaş arasında bulunuyor.
  • AVM adedinin yakın gelecekte 350'ye ulaşması bekleniyor.
  • İnternet perakendeciliği hacmi 2012 yılında 2,2 milyar TL'yi geçmiş.


Türkiye e-ticaret sektörü hakkında son bir yıldır yayınlanan analizlerde indirimli fiyatların, tüketicileri İnternet'e çeken ilk faktör olduğu görülüyor. İlk bakışta tüketiciler tarafında sektörel algıda bir sorun olduğu düşünülse de aşağıdaki grafiklerde görebileceğiniz gibi fiziksel perakende içerisindeki indirim merkezlerinin (outlet) payları da, ülkemizde ABD ve Avrupa oranlarının çok üzerinde. Son yıllarda özel alışveriş kulüplerinin katalizör etkisiyle e-ticaret hacminde yaşanan sıçramalar, aslında Türkiye perakende sektörünün kendine has yapısından kaynaklanıyor olamaz mı?

10 Mart 2013 Pazar

Türkiye E-Ticaret Sektörüne Devlet Kurumları Nasıl Katkı Sağlıyor?

E-ticaret sektörü denince aklımıza, İnternet üzerinden ürün ve hizmetlerin son kullanıcıya yapılan satışı geliyor. Bu ürünlerin / hizmetlerin oluşturduğu (B2C) e-ticaret hacmi, Türkiye'de aşağı yukarı BKM Sanal POS değerlerinin üçte birlik bölümünü oluştursa da hızla artan bir hacime sahip. Son yıllarda yaşanan büyüme oranları, başta maliye bakanlığı olmak üzere devlet kurumlarını artık bu sektörle yakından ilgilenmeye teşvik ediyor. 2013 yılı, daha önceki yılların aksine; raporlar, yasal düzenlemeler ve toplantılar olarak üç başlıkta yoğun bir gündem ile başladı:

RAPORLAR

Türkiye'de İnternet üzerindeki ticaretin önemini göstermede bugüne kadar en büyük engel, sektörel verileri içeren raporların yayınlanmamış olmasıydı. Ve sonunda geçtiğimiz 1 ay içerisinde Türkiye hakkında iki önemli rapor yayınlandı:

- McKinsey & Company'nin yayınladığı İnternet Girişimciliği ve e-Ticaret Raporu 2013'e buradan ulaşıp inceleyebilirsiniz.

- Boston Consulting Group'un Google ile birlikte çalışıp yayınladığı Türkiye Online 2013 Raporu'nu da buradan indirip inceleyebilirsiniz.

DÜZENLEMELER

Kalkınma Bakanlığı'nın yazılma süreçlerinde yer aldığı yukarıdaki raporların yanında, son dönemde devlet tarafından hayata geçirilen aşağıdaki projeler, e-ticaret alanına verilen önemin göstergesi:


ETKİNLİKLER

Şubat ayı içerisinde Ankara'da Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın katkılarıyla, İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku Enstitüsü ve TÜBİSAD'ın düzenlediği bir toplantıya katılma fırsatım oldu. Bu etkinliğin, çalışmaları tamamlama aşamasında olan Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ekseninde bir toplantı olduğunu ifade edebiliriz.

Devlet ve özel sektörden konuşmacıların yer aldığı bu etkinlikten aldığım birkaç bilgi notunu paylaşmak istedim:

  • Tasarı ile, aracı hizmet sağlayıcıların (C2C, platform siteleri) ve hizmet sağlayıcıların, sorumluluk kapsamlarının netleştirilmesi amaçlanıyormuş.
  • Türkiye'de tüketici şikayetleri konusunda 1. sektör bankacılık olurken, e-ticaret kategorisi 3. sırada yer alıyormuş. 2012 yılında yapılan 358 bin hakem heyeti başvurusunun 16 bini e-ticaret firmaları hakkındaymış. Bunlar sonucunda 55 firmada soruşturma yapılmış ve 32 firmaya, toplam 1 milyon lira ceza kesilmiş.
  • İnternetten alışveriş yapan tüketicilerin 7 gün içerisinde cayma hakkı bulunuyor. Satış sırasında önbilgilendirme yapılmadığı taktirde cayma hakkı 90 güne kadar çıkabiliyormuş.
  • Türkiye'de 19,3 milyon İnternet abonesi bulunuyormuş. Bunların 11 milyonu son iki yıl içerisinde eklenmiş. Hane olarak genişbant kullanım oranı %43'e ulaşmış.
  • Avrupa Komisyonu, AB ülkelerinde bilgi ve iletişim teknolojileri kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla Avrupa 2020 stratejisine “Avrupa için Dijital Gündem” (Digital Agenda for Europe) konusunu ekledi. Bu çerçevede 2015 yılına kadar AB nüfusunun %50’sinin Online alışveriş yapması ve AB’deki KOBİ’lerin %33’ünün Online satış yapması hedefleniyormuş.