Türkiye İstatistik Kurumu, 2009 yılı Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçlarını açıkladı. Bu araştırmaya göre Türkiye’de hanelerin %30’u İnternet erişimine sahip iken bireylerin İnternet kullanım oranı %38 olarak ortaya çıkmış. Ve İnternet kullanan bireylerin kişisel kullanım amacıyla İnternet üzerinden mal veya hizmet siparişi verme ya da satın alma oranı da %12 olarak ifade edilmiş.
Hanelerin %30’una erişmek, düşük bir oran mı?
TÜİK’in hanehalkı araştırmalarına göre Türkiye’de 17 milyon dolayında hane bulunuyor. Bu veriyi Teknoloji Kullanım Araştırması sonuçları ile birleştirdiğimizde yaklaşık 5 milyon hanenin İnternet’e erişiminin bulunduğu sonucuna ulaşıyoruz. Peki İnternet bağlantısı bulunan hanelerin sahip olduğu alımgücü ne?
Geçen haftalarda ulaştığım haziran 2009 tarihli Sina Afra tarafından hazırlanan Türkiye İnternet Sektörü değerlendirme sunumu içerisinde Türk Telekom verilerine dayanarak Türkiye’deki ADSL abonesinin 6 Milyon olduğu bilgisi yer alıyor. Bu veriden yola çıkarak Türkiye’de en az 5-6 milyon sürekli İnternet kullanıcısı hane olduğu sonucuna ulaşabiliriz. Bu çıkarımı geçen aylarda kuruluşu tamamlanan Interactive Advertising Bureau Türkiye Başkanı Levent Erden’in ölçümleme çalışmalarına başlanmasına dair düzenlediği basın toplantısındaki sözleri ile birlikte değerlendirdiğimizde ilginç bir Türkiye analizi ile karşı karşıya kalıyoruz: Türkiye’deki tüm pazarlama iletişimi çalışmaları aslında görünürdeki 15-17 milyon hane içerisindeki alışveriş potansiyeline sahip 6-8 milyon hanenin veya hane reisinin alışveriş tutumlarını etkilemeye yönelik. Bu tabloyu ADSL kullanımı verileri ile birleştirirsek, tüketim alışkanlıkları etkilenilmeye çalışılan bu grubun üyelerinin tümünün ciddi düzeyde İnternet kullanıcısı olduğu sonucuna ulaşabiliriz.
Bu durumda Türkiye’nin eticaret potansiyelinin düşük olduğu sonucuna mı varmalıyız?
Elektronik ticaret ile ilgili birçok analizde İnternet üzerinden alışveriş hacmi artışının İnternet kullanıcılarının Online oldukları yıl ile doğru orantılı olduğu belirtiliyor. Türkiye'de şu anda İnternet kullanıcıları arasında İnternet ile tanışma geçmişinin ortalama olarak 3-4 yıl olduğunu göz önüne aldığımızda, İnternet kullanıcılarının çok büyük bölümünde henüz eticaret farkındalığının oluşmadığını değerlendirebiliriz. Burada üzerinde düşünülmesi gereken asıl nokta, Türkiye eticaret sektöründe yakın dönemde beklediğimiz büyüme için alt yapının (Alımgücü olan tüketicilerin tümüne erişim.) sağlanmış olabileceği ve sıranın büyümenin kendisinde (Alımgücü olan tüketicilerin eticaret tercihlerindeki gelişim.) olabileceği fikri. Bu ivmenin kazanılması için şüphesiz eticaretin avantajlarının, öngörü sahibi yatırımcılar tarafından farklı kanallar ile tüketicilere aktarılması gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder